Çok fazla kırılım noktası oluyor hayatımızda. Bunlardan bazılarının farkına varabiliyoruz, bazılarını da es geçiyoruz. Sonrasında farkına varılanlar için de ah çekiyoruz. Böyle noktalarda insanın gözünün açık olması gerekiyor. Etrafında olan bitenleri incelemeyi bilecek kadar kendini yetiştirebilmeli. Gördüğünden daha çok göremediğinden zarar görür insan. Bu bilinç insanı ayakta tutmaya yetecek unsurlardan birsidir.
Elde olan imkanlar dahilinde en güzel şekilde yaşanması gerekenleri yaşamalı insan. Yarının garantisi yokken gözlerimizi kapatıp derin uykuya girmemeliyiz. Çünkü zamanı geçen her şey kıymetsizleşir.
Burada bir diğer unsur da zaman yönetimidir. İnsanın zamanını faydalı yönetmesi her zaman artı bir değer olarak karşısına gelecektir. Farklı işleri aynı anda yapmayı bilmeli. İşten aşka ve aşktan da işe zaman ayırabilmeli mesela insan. Ama bu ayrım erdemli bir şekilde yapılmalı. Sadece aşk veya sadece iş olacak şekilde tercihler belirlenirse dibi görmeye çeyrek var demektir.
İşin özü erdem, sorgulama, zamanı yönetmek gibi kavramlar birbirine bağlıdır. Bu kavramlar birbirinden ayrıldığı zaman işler çığrından çıkabilir. Lütfen bunlara dikkat edin. Dikkat edin ki hayatınız kendi erdemlerinde güzelliğe gitsin.
The post HAYATA DAİR BAZI KİŞİSEL GÖRÜŞLER first appeared on Kampüs Kod.]]>Her duruma ayak uyduranlar olarak biz adım geceye bir adım güneşe yürüyoruz. Ama öyle insanlar var ki yalnızca geceye yürüyüp, gereksiz ayazda üşürler. elleri, yüzleri kan toplayan bu insanlar, negatif hayatın gölgesinde hayat mücadelesi veriyor. Öyle kötü fotoğraflaştırılmış anıları var ki, yırtsan olmaz yaksan iz kalır. Var olan çokluğun genelde hain bir tokluğun mümessili olması ayırt edici bir özellik olmuştu. Oysa tek ”sahipliğimiz bilmem bilmem kaç gram et ve içine sığınan kemik. Onu da toprak alır. Elde var ölüm, hüzünlü son bölüm.” demiş yazar. Yaşanılan tüm bunların ötesinde, her şeye ve her duruma rağmen yaşanılmaya değer o kadar çok güzellik var ki; kör gözlerde kaybolmayı hak etmeyen… Farkına varıldığı zaman geç olmaması gereken durumlar zaman geçtikçe içinde kalan ukteler haline geliyor. Sonuç olarak sadece kötü durumlardan ders alan bu aciz insanlar, hayatının büyük bir kısmını kendini kandırmaya çalışarak geçiriyorlar. Oysa derin hissiyattaki derin kişiler sevdiklerinin gözlerinde nice güneşlerin tutulduğuna şahit olurlar. İncelemeyi bilen herkes için bu böyledir. Sevgi dillerini öğrenmek, bilgisini edebiyle paylaşmak her insanın yapabileceği bir iş değildir. Bunu başarabilen insan kendini kurtarabilen insandır.
Mevcut duruma dur demenin sonuçları önceden tespit edilip o yönde atılımlar yapılmalıdır. Bu yolda ileriyi görme isteği eyleme geçen her insanın ortak özelliğidir. Sorsalar hepsi planlıdır. Fakat bardağın boş tarafını es geçmemek her zaman fayda sağlayacaktır. Bu yapılması imkansız bir şey değil. Bu gergin değişim/gelişim sürecinde her türlü anlayış ve hoşgörü içinizde elbet var olacaktır. Yeter ki adım atmaya cesaret edin. Tabuları yıkmak kafalarda büyüyen koca dağlar haline gelmemelidir. Bir kaç küçük destekle hallolabilir. Anlayacak vakit kalmayabilir, hızlı geçer zaman. Bir zaman gülmeyecek sandığınız insanlar yaşama dört kolla tutunurken arkasından bakmak değildir ders almak. Kalk ayağa dik dur, eğilme! Çıkışın olmadığı yerde destek almaktan çekinme/çekinmeyin. Bu bir erdem olacaktır mantığın hüküm sürdüğü yerde. İyi olmak isteyenin, gönlünde kibir olmaz. Fırtınaya gebe olan vücutlar sağlam vücutlara omuz vermelidir. Bunun haricinde gözlerle de iletişim kurmak makbul kılınabilir. Başarmak isteyen için her zaman bir yol olacaktır. Uzak durma/durmayın erdemin tohumlarından.
Sonuçlar ne olursa olsun hiçbir şey sevginin önüne geçemez. Çünkü bilinmeyen korkunçtur. Bilinen şey de korkunç olabilir. Önemli olan kendi nefretine tuzak kurmaktan önce sevginin önünde boyun eğmek. Sadece olmanız gereken biri olmanı/olmanızı istiyorum…
2018
O derin hissiyatların prangasında olmak o kadar da kötü olmasa da değer bilen herhangi biri için uğraşmaya değerdi. Bu zamanlarda onlardan fazla kalmasa da insan umudunu kaybetmek istemiyor. Öte yandan sürekli diğer ihtimalleri düşünüyor. Karamsar düşünceler ne kadar yok sayılsa da hep bir köşede duruyor, duracak. Önemli olan karamsarlığa bile meydan okuyabilecek kuvveti kendinde bulabilmek.
Ben bu yazıyı yazdığımda 2018 senesiydi. Ve şuan birkaç düzenleme yaparak yayınlıyorum. Düzenlenen tek şey yazım olarak görülmesin. Hayatım, duygu ve düşüncelerim de değişti yılların etkisiyle…
The post BİR DELİNİN NOTLARI II first appeared on Kampüs Kod.]]>Yıllarıdır süregelen çırpınışları bir yere varacak mıydı? Kalbinden geçenlere layık birisi, büyülemeye yetecek miydi bu kısa hayatını? Bu sorulara yanıt vermek için dışarıdaki şimşekleri kafasının içine çekti. Belki her şey hak ettiği kadar olmayacaktı fakat çabalarından dolayı gururlu olacaktı her zaman. Aynaya baktığı zaman memnun olacaktı, başaramasa bile mücadelesinden. Çünkü doğruluktan yana olduğunun her zaman farkındaydı. Ama artık yorulmuştu. Kendisine bir köşe arıyor gibiydi koskoca ömründe. Belki de yıllarca bu huzur için mücadele etmişti.
Elini yüzünü yıkamak için içeriye gitti. Aynaya baktığında inanmak istemediği dehşetle karşılaştı. Her şey bir anda tersine dönmüştü. Sanki ruhu bedeninden ayrılmak istiyordu. Kendi kendine şu soruyu sordu. Cesaretim var mı? Yoktu. Ama kendine bu soruyu sormak zorundaydı. Son kez dedi, son bir kez daha yağmur altında ıslanacağım, son kez ruhuma işlenecek yağmur damlaları. Dış kapıya kadar gidip kendini caddeye attı. Sanki şehir bütün kasvetiyle onu son seçeneğe itiyordu. Tüm bedeni ıslanana kadar caddenin trafik ışıklarını seyretti. Sonrasında küçük adımlarla evinin yolunu tuttu. Diğer yanıyla olan savaşını kazanmıştı. Her şeye rağmen yaşama isteği geri geldi. Buna kendisi de şaşırdı. Bunca zahmetten sonra vazgeçmek olmazdı. Silkelenmişti. Belki de yaşadığını sandığının daha yarısındaydı. Belki de kaçınılmaz sonunu sadece bir süreliğine ertelemişti.
Artık düşünmek istemediğini anlayıp zor da olsa uyumaya çalışacaktı. Ama uyuyamadı. Çünkü içindeki hesabı tam olarak tamamlayamamıştı. ‘’Nereye kadar böyle?’’ dedi. Yine cevap yoktu. İçinde sürekli karanlık bir yan olan, bir türlü baskılayamadığı nefreti ele geçiriyordu bütün sistemini sanki. Nefretinin haklı yanları da vardı ama bu yetmezdi köpürmesine. O yüzden merhametine kucak açmaya çalıştı. Kafasındaki iki farklı yapı hiç olmadığı kadar, birbiriyle savaşıyordu ve bundan çok etkileniyordu. Artık bu savaştan kurtulmak istiyordu ama bir türlü olmuyordu. Tam olarak ne yapacağını bilmediği için, hiçbir şey yapmamaya karar verdi. Gerçekten de hiçbir şey yapmayıp duvarlara bakmaya başladı.
Kalbi bir anda sıkıştı. Oturduğu sandalyeden yavaş yavaş kayıyordu. Tutunmak istedi, başaramadı. Nefret dolu yanının baskısına kalbi dayanmadı. Son kez ıslandığı yağmurun sesi eşliğinde yavaş yavaş gözleri kapandı. Cesaretine sığdıramadığı olaylar kader tarafından yaşatılmıştı kendisine. Son gördüğü şey ise duvardaki çocukluk fotoğrafıydı…
The post İÇ ÇATIŞMA first appeared on Kampüs Kod.]]>
Her fayda geri dönerken benden bir şey götürüyorken, hala umudun varlığından söz etmek derini anlayan insanlara zulümdü. Anlatmak, anlaşılmak hayatı sorgulatıyor, içimdeki o her nasıl düşünülürse düşünülsün garip duyguyu ortaya çıkarıp bedenime zarar veriyordu. Kan olarak ortaya çıkıyor, sonrasında gözyaşına dönüşüp akıyordu. Akan şey can suyumdu. Ömrümden götürüyordu. Anlatsam ‘’manyak’’ diyecekleri şeyi en derinden yaşıyordum. Bana vaat edilen sefanın yanındaki cefa mıydı bu gördüklerim? Ya da gözlerimi bir türlü açamadığım bir kabus muydu? Her şey zamanla değişiyor. Hakikat zamanın cilvesinde göz kırparmışçasına meydana çıkıyordu. Çaba göstermenin yorgunluk getireceğini hiçbir zaman kabul edemem. Çünkü bu hayatın acımasız yönlerinden sadece birisiydi. Kabuslarımı güneşli günlerin sonunda gördüğüme şahit oluyordum. Oysa derinlerimden gelen negatiflik bunun habercisi miydi? Bir nasibin kalmadığı geceler şafaklarda ümidin ışığını saçıyor olmalıydı. Bu yüzden miydi ileriyi görme isteği? İşte bu yüzden vazgeçemiyordum. Hep doğrunun peşinden edebimle yol alacağıma inanıyorum. İşte bu yüzdendir öfkemi bastıran umudun gücü. İmkansızlığın arkasına saklanmak korkakların işidir. Ben bunu yapamam!
Kanada’da bir çocukken Logan’ın ilk aşkı Rose O’Hara adında bir kızdı. O bir çocukluk arkadaşıydı ve aynı şekilde hissetmese de pençelerine kazılarak öldürüldü. Silver Fox, Wolverine’in 1900’lerin başında Sabretooth tarafından öldürülene kadar sevdiği bir mutanttı. 1940’larda Itsu adında bir Japon kadını sevdi ve Daken adında bir oğlu oldu. Ayrıca, evlat edinen kızı Amiko’nun koruyucusu olan Yukio adlı eski bir suikastçı ile açık ve kapalı bir ilişkisi var.
Wolverine’i düşündüğümde onun için üç büyük aşk ilgisi var: Mariko Yashida, Jean Gray ve Storm. Her kadın, kişiliğinin farklı bir yönünü temsil eder ve ona farklı şekillerde yanıt verir. Wolverine, Japonya’da Mariko ile tanıştı ve birkaç macera boyunca ona aşık oldu. Nişanlandılar ve sonunda zehirlendikten sonra onu öldürmek zorunda kaldı. Wolverine’in her zaman hatırlayacağı geçmiş bir aşkı temsil ediyor.
Wolverine’in Jean ile ilişkisi en iyi şekilde tek taraflı olarak tanımlanabilir. Aralarında kimya olmasına rağmen Jean, Cyclops’a sadık kaldı. Logan, öldükten sonra bile yıllarca onun için özlem duydu, ama onu asla onun gerçek aşkı olarak tanımlayamam. Jean, olabilecek bir aşkı temsil ediyor.
Logan ve Storm yıllardır derin bir bağ paylaşıyorlar. Takım arkadaşları, arkadaşlar ve sevgililerdi. Ölümüne giden son Wolverine dizisinde o ve Storm birlikteydi. Fırtına, bir ilişkiyle tanımlanmasına gerek olmayan bir kadın. Kendine bakacak kadar güçlü ve birçok konuda Wolverine eşittir. Fırtına, şimdiki zamandaki aşkı ve inşa edilebilecek bir geleceği temsil eder.
Buna dayanarak, Fırtına’nın onun gerçek aşkı olduğuna inanıyorum. Her ikisi de birbirleriyle ilişkili olabilecek travmadan kurtuldu. Fırtına, Logan’ı X-Men’e bağlı tutan bir denge getirir. O, dolaşması gerektiğinde ona alan tanıyan, ancak uzaklaştığında onu çağıran türden bir kadındır. Fırtına ona istediği huzuru verebilen biridir ve sevginin daha büyük bir tanımı yoktur.
Aşk, birini en iyi ve en kötü haliyle görmekle ilgilidir. Sabır, fedakarlık, kavga, çığlık, anlayış ve cesaretle ilgili. Wolverine ve Storm’un böyle bir ilişkisi var.
#evdeKal #kampüsteKal 
Aktif gürültü giderme özelliğine sahip en iyi kablosuz kulaklıklar
En iyi kablosuz gürültü önleyici kulaklıklar, özet bir liste..
#evdeKal #kampüsteKal
NVIDIA GeForce RTX 3060 Hakkında Herşey
NVIDIA GeForce RTX 3060 Ti neler sunacak?
#evdeKal #kampüsteKal
Linux vs BSD: Bilmeniz Gereken Her Şey
BSD’ler, eski tarz yöneticiler arasında çok popüler olan ücretsiz ve açık kaynaklı sistemlerdir.
#evdeKal #kampüsteKal
Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti (İngilizce: Pirates of the Caribbean: The betpark Curse of the Black Pearl), Johnny Depp, Orlando Bloom ve de Keira Knightley’in başrollerini paylaştığı Walt Disney yapımı macera filmi.
Ocak 2004 itibarı ile film ABD’de 305.413.918 $, uluslararası olarak 348.850.097 $ hasılat ile toplam kazancı 654.264.015 $’a ulaşmıştır. Film ABD’de gösterime girdiği ilk hafta 46.630.690 $ gelir elde etmiştir.
Konu
Hikâyede karayiplerin Port Royal kasabasında iyi tanınan bir metal işçisinin çırağı olan Will Turner’ın(Orlando Bloom), sevgilisi Port Royal valisinin kızı olan Elizabeth Swann’ın(Keira Knightley) acımasız korsan Hector Barbossa(Geoffrey Rush) tarafından kaçırılması sonucu onu kurtarmak için yaşadığı maceralar anlatılır.
| Yönetmen | Gore Verbinski |
|---|---|
| Yapımcı | Jerry Bruckheimer |
| Senarist | Ted Elliott Terry Rossio Stuart Beattie Jay Wolpert |
| Oyuncular | Johnny Depp Geoffrey Rush Orlando Bloom Keira Knightley Jack Davenport |
| Müzik | Klaus Badelt Craig Eastman |
| Görüntü yönetmeni | Dariusz Wolski |
| Kurgu | Stephen E. Rivkin Arthur Schmidt Craig Wood |
| Stüdyo | Walt Disney Pictures Jerry Bruckheimer Films First Mate Productions Inc. |
| Dağıtıcı | The Walt Disney Buena Vista Pictures |
| Yapım yılı | 2003, Amerika Birleşik Devletleri |
| Süre | 143 dakika |
| Dil | İngilizce |
| Bütçe | 140 milyon $ |
| Hasılat | 654 milyon $ |
| Devam filmi | Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı |
1. Film de korsan Jack Sparrow ve demirci Will Turner’ı kaçırılan Elizabeth Swann’ı Kara İnci’nin lanetli mürettebatından kurtarırken izliyoruz, Gemi kaptanı Hector Barbossa geceleri ölümsüz bir iskelete dönüşüyor.
2. Film eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve beklenmedik bir başarı yakaladı, dünya çapında 654 milyon doların üzerinde hasılat elde etti. ve pek çok kişi bu filmin serinin en iyi işi olduğunu düşünüyor.
3. Johnny Depp, Başrolde ki Erkek Oyuncu Üstün Performans dalında Screen Actors Guild Award’u kazandı ve En İyi Erkek Oyuncu dalında Akademi Ödülü, Başrolde En İyi Erkek Oyuncu BAFTA Ödülü ve En İyi Erkek Oyuncu Altın Küre Ödülü’ne aday gösterildi.
4. Siyah İnci’nin Laneti, dört Akademi Ödülü ve BAFTA’ya aday gösterildi.
5. Johnny Depp, Jack Sparrow’un “Savvy?” Sloganıyla doğaçlama yaptı.
6. Maymun Jack, Barbossa, Jack Sparrow onu kovaladıktan sonra Aztek parasını ona iade ettikten sonra ona teşekkür ettiğinde gülümserken görülür. DVD’deki özel özelliklerde, maymunun bunu tamamen tesadüfen yaptığı ve hiçbir şekilde planlanmadığı ortaya çıktı.
7. Keira Knightley, filmde birkaç gün çalıştıktan sonra kovulacağından o kadar emin olduğunu iddia etti ki, çekime başlamak için yanına sadece birkaç şey koydu.
8. Orlando Bloom’un Johnny Depp’in performansını taklit ettiği sahne, yapımcı Jerry Bruckheimer’a bunu filme koyup koyamayacağını soran Bloom tarafından düzenlendi.
9. Johnny Depp, güneşte gözlerini kısmaması için güneş gözlüğü görevi gören kontakt lensler kullanıyordu.
10. Johnny Depp’in birçok dövmesini gizlemek için odun kömürü kıyafetleri ve lekeleri kullanıldı. Filmde kolundaki “Jack Sparrow” dövmesi sahtedir, ancak filmi bitirdikten sonra oğlu Jack’in onuruna gerçek bir kopyasını almıştır.
11. Senaristlerin DVD’deki yorumlarına göre, Will Turner filmdeki en iyi kılıç ustası, Barbossa ve kumandan Norrington eşit olarak eşleşiyor ve Jack Sparrow en kötüsü.
12. Başlangıçta Johnny Depp, Jack Sparrow’un burnunun olmamasını ve biber, soğuk algınlığı gibi aptalca şeylerden korkmasını istiyordu. Ancak Disney fikri reddetti.
13. Filmin son satırlarından biri olan “Bana o ufku getirin”, Johnny Depp tarafından sahnenin çekildiği sabah tasarlandı.
14. Jack Sparrow’un çenesinde film boyunca gittikçe büyüyen küçük bir kabuk var. Makyaj sanatçısı ve Johnny Depp bunu bir şaka olarak kasıtlı olarak yaptı.
15. Korsanların 18. yüzyıldaki rock yıldızlarının eşdeğeri olduğuna karar verdikten sonra Johnny Depp’in Jack Sparrow karakterizasyonu arkadaşı Keith Richards’ın yakın gözleminden ilham aldı, ancak röportajlarda bunun bir kimliğe bürünme olmadığını vurguladı.
16. Başlık aslında sadece “Karayip Korsanları” idi, ancak gişede başarılı olacağı ve bir devam filmi yapılabileceği umuduyla isim değiştirildi.
17. Filmin Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin gerçek hayattaki muadili olan Doğu Hindistan Şirketi, korsanları gerçekten “P” ile markalaştırdı, ancak kollarının yerine alnına koyuldu.
18. Mağarada çekim yaparken, oyunculara filmde soluk görünmemeleri için aşırı makyaj eklendi. Ekip makyajın Johnny Depp’e ne kadar havalı göründüğünü fark ettiğinde, onu filmin geri kalanında kullanmaya devam ettiler.
19. Robert De Niro’ya Jack Sparrow rolü teklif edildi, ancak filmin geçmişte pek çok korsan filmi gibi gişede iyi sonuç vermeyeceğini düşünerek reddetti. Yanlış olduğu kanıtlandı ve bu yüzden Stardust filminde Kaptan Shakespeare’in rolünü kabul etti.
20. Kara İnci’nin kasabayı kuşatması sırasında atılan son top, gece gökyüzüne karşı bir Mickey Mouse kafası şekline dönüşür.
21. “Barbossa” adı gerçek Türk korsanı “Barbarossa” dan türetilmiş olabilir. “Kızılsakal” olarak da bilinen Barbarossa, Osmanlı İmparatorluğu Donanması’ndan Filo Amirali gelmeden önce Ege ve Akdeniz’de bir korsandı.
22. Will nakavt edildikten sonra uyandığında, Port Royal kuşatmasından sonraki sabah limana bakar ve arka planda bir verandayı süpüren genç bir kız görünür. Oyuncu, filmin başında Genç Elizabeth’i canlandıran Lucinda Dryzek.
23. William Turner ile Kaptan Jack Sparrow arasındaki kılıç kavgasından sonra püskürtülen madde aslında toz çikolatadır.
24. Endüstriyel Işık ve Büyü tasarımcıları, korsanlar iskelet formlarına dönüştüğünde derinin çürümesinin etkisini yaratmak için hindi kullandılar.
25. Will Turner rolü için oyuncu seçerken yönetmen, Orlando Bloom ile Heath Ledger arasında kalmıştı. Gore Verbinski Blood’ı seçti çünkü Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde olduğunu duydu ve daha güvenilir bir seçim olacağını hissetti.
26. Karayip Korsanları franchise’ı, bugüne kadarki en yüksek hasılat yapan 10. franchise oldu.
#evdeKal #kampüsteKal
Milli Eğitim Bakanlığının Önerdiği 10 Kitap
Kitap okuma Alışkanlığı için 10 kitap.
#evdeKal #kampüsteKal
Marvel Comics: Örümcek Adam Hakkında az Bilinen 15 Gerçek
Örümcek Adam hakkında 15 gerçeğe hazır olun.
#evdeKal #kampüsteKal
En iyi Netflix Belgeselleri
Netflix’in yayınlanan en iyi Belgeselleri derledik.
#evdeKal #kampüsteKal
X-Men Başlangıç: Wolverine (Özgün adı: X-Men Origins: Wolverine), Marvel Comics’in kurgusal karakteri Wolverine’den uyarlanan 2009 yapımı süper kahraman filmidir. Gavin Hood tarafından yönetilen filmin başrolünde Hugh Jackman rol almıştır. X-Men üçlemsine mariobet çekilen bir ön hikâye niteliğindedir. Çekimler çoğunlukla Avustralya ve Yeni Zelanda’da gerçekleştirilmiştir.
Konusu
Logan ve Victor Creed çocukluk arkadaşıdır. Birlikte sayısız savaşa katılmışlardır. Amerikan ordusundan William Stryker ikisine mutantlardan bir ekip kurduğunu ve kendisine katılmalarını söyler. Kabul ederler. Stryker bir maddenin peşindedir. Bir görev sonrasında sivil halktan birini öldürmeye kalkan Victor a engel olan Logan ekipten ayrılır. Logan odunculuk yapmaktadır ve sevdiği kadınla sakin bir yaşam sürmektedir. Victor eski ekip arkadaşlarından birini öldürür. Stryker Logan a gelip tekrar ona ihtiyacı olduğunu söyler. Logan kabul etmez. Victor Logan’ın sevgilisine saldırır ve öldürmüş gibi yapıp William Stryker’a getirir. Wolverine çok sinirlenir ve intikam almak için Stryker’ın teklifini kabul eder. Önceden aradıkları madde olan adamantiyumu Logan’ın bedenine enjekte ederler. Stryker doktorlara zihnini silmelerini söyleyince baygın olan Wolverine bunu duyar ve onlara saldırır. Logan kaçar ve yaşlı bir çiftin evine sığınır. Çift ona çok iyi davranır ancak Stryker’ın adamları eve saldırır ve yaşlı çifti öldürür. Logan peşlerine düşer. Adamları yakalar ve öldürür. Stryker mutantları yakalayıp tutsak etmektedir. Süper mutantı yaratarak ve onu kontrol ederek diğer mutantları öldürmeyi planlamaktadır. Stryker’ın yerini öğrenmek için eski ekip arkadaşlarını bulur. Takip onu Gambit’e götürür. Gambit Stryker’ın adasında tutsak kalmıştır. Bu sırada Sabretooth gelir ve Logan’a saldırır. Dövüşürlerken Gambit, Logan onun peşinde olduğunu sanarak kavga ederler ve Sabretooth kaçar. Gambit Wolverine’yi adaya götürür. Stryker Logan’ın sevgilisi Kayla’nın ölmediğini söyler. Kayla gelir ve kız kardeşinin hayatını kurtarmak için yalan söyledim der. Sabretooth gelir ve dövüşürler. Logan onu yener ama öldürmez. Oradan ayrılacağı zaman Wade Wilson Deadpool olarak gelir. Kavga ederler. Deadpool üstün gelirken Sabretooth gelir ve Logan a yardım eder. Birlikte Deadpool’u yenerler. Stryker Logan’ı adamantiyum mermi ile vurur. Logan mermileri dışarı atar ama hafızasını kaybeder.
| Yönetmen | Gavin Hood |
|---|---|
| Yapımcı | Hugh Jackman Lauren Shuler Donner Ralph Winter Avi Arad |
| Senarist | David Benioff |
| Oyuncular | Hugh Jackman Liev Schreiber Danny Huston |
| Müzik | Harry Gregson-Williams |
| Görüntü yönetmeni | Donald McAlpine |
| Kurgu | Nicolas De Toth |
| Dağıtıcı | 20th Century Fox |
| Cinsi | Sinema filmi |
| Renk | Renkli |
| Çıkış tarih(ler)i | 1 Mayıs 2009 |
| Süre | 107 dakika |
| Ülke |  ABD |
| Dil | İngilizce |
| Bütçe | 150.000.000 $ |
| Hasılat | 373.062.569 $ |
| Önceki film | X-Men: Son Direniş |
| Devam filmi | X-Men: Birinci Sınıf |
1. Filmin başrollerinde Liev Schreiber, Danny Huston, Dominic Monaghan ve Ryan Reynolds vardır .
2. Film, Wolverine’in şiddetli geçmişine ve üvey kardeşi Victor Creed ile olan ilişkisine odaklanan bir ön film.
3. Konu, Wolverine’in James Howlett rolündeki çocukluğunu, Binbaşı William Stryker ile ilk karşılaşmalarını, Takım X’le geçirdiği zamanı ve Wolverine’in iskeletinin Silah X programı sırasında yok edilemez metal adamantium ile bağını konu alıyor.
4. Film, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da 179 milyon dolar ve dünya çapında 373 milyon doların üzerinde hasılat yaptı.
5. Afrika’ya geri dönüşte, beyaz saçlı genç siyah bir kız görülebilir. Bu genç Ororo Monroe veya Storm, gelecekteki X-Men üyesi. Bu sahne son filmden kaldırıldı, ancak DVD’de silinmiş bir sahne olarak görünüyor.
6. Filmde Logan, Amerikan İç Savaşı, 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı ve Vietnam Savaşı’nda savaşır. Çizgi romanlarda, I.Dünya Savaşı ve II.Dünya Savaşı’na katılıyor, hatta ikincisinde Kaptan Amerika ile birlikte çalışıyor.
7. Hugh Jackman, filmin beklentilerinin altında kaldığını ve karakter hakettiğini yerine getirmediğini kabul ederek, filmden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi. Daha sonra, o ve ekibin geri kalanı The Wolverine ile daha iyi bir iş çıkarmaya çalıştı.
8.Ekrandaki kardeşler Hugh Jackman ve Liev Schreiber gerçek hayatta iyi arkadaşlar.
9. 2000 X-Men filminde Sabretooth’u canlandıran Tyler Mane, rolü tekrar oynamak istedi, ancak ön film için daha genç bir oyuncu isteyen yapımcılar tarafından geri çevrildi.
10. Birçok çizgi roman hayranı, Ryan Reynolds da dahil olmak üzere, Deadpool’un filmdeki davranış biçiminden memnun değildi. Sonradan yapılan Deadpool filmi tamamen bu filmi yok sayar, bu konuda yapılan şakalar hariç.
11. Ryan Reynolds ve Wesley Snipes, Marvel Comics film uyarlamalarında rol alan ve şarkı söylemeden önce seçmelere katılmayan tek aktördür.
12. Hudsons’ın kamyonunun arka penceresinde, Aragorn’un JRR Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi romanındaki sloganını ifade eden “Gezenlerin hepsi kaybolmaz” yazan bir çıkartma.
13. Will.i.am, Nightcrawler’ı en sevdiği karakter olarak tanımlayan ve daha sonra benzer ışınlanma güçlerine sahip bir mutantı canlandıran X-Men serisinin hayranıydı.
14. Başlangıçta Deadpool sadece kamera hücresinde olacaktı, ancak rol Ryan Reynolds’un seçilmesinden sonra büyüdü.
15. Filmin yapımı boyunca her Cuma, Hugh Jackman setteki herkese piyango bileti dağıttı. Ne yazık ki kimse kazanamadı.
16. Hugh Jackman, filmin serideki diğer filmlere kıyasla bir karakter parçası olmasını istediği için senaryoda yazarlarla işbirliği yaptı.
17. Liev Schreiber, Sabretooth’u şimdiye kadar oynadığı en canavarca rol olarak tanımlıyor.
18. Will.i.am bir dövüş sahnesini çekerken yanlışlıkla kameraya yumruk attı ve parmak eklemlerini yaraladı.
19. Hugh Jackman filmden 25 milyon dolar kazandı.
#evdeKal #kampüsteKal
Milli Eğitim Bakanlığının Önerdiği 10 Kitap
Kitap okuma Alışkanlığı için 10 kitap.
#evdeKal #kampüsteKal
Marvel Comics: Örümcek Adam Hakkında az Bilinen 15 Gerçek
Örümcek Adam hakkında 15 gerçeğe hazır olun.
#evdeKal #kampüsteKal
En iyi Netflix Belgeselleri
Netflix’in yayınlanan en iyi Belgeselleri derledik.
#evdeKal #kampüsteKal
The Incredible Hulk, 2008 yapımı, Louis Leterrier’ın yönettiği, başrollerinde Edward Norton, Liv Tyler, William Hurt ve Tim Roth’un oynadığı, ikinci Marvel Sinematik Evreni süperkahraman filmidir.
Louis Leterrier’ın yönettiği ve Edward Norton, Liv Tyler, Tim Roth ile William Hurt’ün oynadığı “The Incredible Hulk”, dünyanın en ilkel güç kaynağı olarak kabul edilen olağanüstü öfkesiyle ve bütün görkemiyle bir kez daha beyazperdeye geliyor.
Konusu
Bruce Banner, Brezilya’da yaşamaktadır. Öfke betmatik kontrolü öğrenmeye ve kendisini kurtaracak bir formül bulmaya çalışıyordur. Amerikan General onu aramaktadır. Onu bulurlar ancak Hulk kaçar ve ona yardım etmeye çalışan bir doktoru bulmak için Amerika’ya geri döner. Generalin ekibinde takıntılı bir asker vardır ve ne pahasına olursa olsun Hulk’u yakalamak ister. Hulk gibi güçlenmek için serumu kendi üzerinde dener ve Abomination’a dönüşür. Abomination sokaklarda terör estirirken Hulk gelir ve kapışırlar. Hulk yener ve kayıplara karışır.
| Yönetmen | Louis Leterrier |
|---|---|
| Yapımcı | Avi Arad Gale Anne Hurd Kevin Feige |
| Oyuncular | Edward Norton Liv Tyler Tim Roth William Hurt |
| Görüntü yönetmeni | Peter Menzies Jr. |
| Kurgu | John Wright |
| Türü | Aksiyon,Macera |
| Süre | 112 dakika |
| Ülke | ABD |
| Dil | İngilizce |
| Bütçe | 130 milyon $ |
| Hasılat | 263,427,551 $ |
| Önceki film | Hulk |
1. Film Louis Leterrier tarafından yönetildi ve senaryosu Zak Penn tarafından yapıldı.
2. The Incredible Hulk filminde, Liv Tyler, Tim Roth, Tim Blake Nelson, Ty Burrell ve William Hurt ile birlikte yer aldılar. Bruce Banner’ı Edward Norton canlandırıyor.
3. William Hurt, General Ross rolünü, Moby Dick’i hiç durmadan kovalayan takıntılı kaptan Yüzbaşı Ahab’a dayandırdı
4. Filmi tamamlamak için hareket yakalama ve bilgisayarda oluşturulan görüntülerin bir kombinasyonu kullanılarak post prodüksiyonda 700’den fazla görsel efekt çekimi oluşturuldu.
5. Hareket, eleştirmenler tarafından genel olarak olumlu eleştiriler aldı ve övgüler gelişmiş görsellere, aksiyon sekanslarına ve Hulk tasvirine gitti.
6. Film dünya çapında 263 milyon doların üzerinde hasılat yaptı.
7. Edward Norton, Yenilmezler’de ve karakterin yer aldığı diğer Marvel Sinematik Evren bölümünde Bruce Banner rolünü yeniden canlandıracaktı , ancak sonunda karakteri tüm olası devam filmlerinde canlandırmak için imza atan Mark Ruffalo ile değiştirildi.
8. Teatral koşudan kesilmiş olmasına rağmen, Kaptan Amerika DVD ve Blu-Ray’in alternatif başlangıcında görülebilir. Son buz parçası ekrana doğru kırıldığında, duraklat düğmesine basın. Orada, buzun içinde donmuş, kalkanıyla Kaptan Amerika yatıyor.
9. Tim Roth’a göre Edward Norton sahneleri her gün yeniden yazdı. Norton ve Liv Taylor da karakterlerinin hayatlarını tartışmak için saatler harcadılar.
10. Pizza dükkanının sahibi Stanley’i canlandıran Paul Soles, Hulk animasyon serisinde Dr. Bruce Banner’ı seslendirdi. Karakterin adı, Hulk’un ortak yaratıcısı Stan Lee’ye başka bir övgü olabilir.
11. Askeri üs, “Fort Johnson”, adını Kenneth Johnson’dan almıştır; The Incredible Hulk televizyon dizisinin yazarı, yönetmeni ve yapımcısı.
12. Incredible Hulk, Nick Fury’nin görünmediği tek Marvel Sinematik Evreni Birinci Aşama filmidir. Ancak açılış kredi montajında adı yer almaktadır.
13. Filmin başlangıcına yakın, Banner televizyondaki kanalları çevirirken, durduğu programlardan biri, Bill Bixby’nin oynadığı Eddie’nin Babasının Mahkemesi’dir. Bixby, The Incredible Hulk televizyon dizisinde Dr. Banner’ı canlandırdı.
14. Liv Tyler senaryoyu okumadan rolünü kabul etti.
15. Kaptan Amerika: İç Savaş , William Hurt’un The Incredible Hulk’tan bu yana General Thaddeus Ross olarak ilk ortaya çıkışıdır. O filmi yöneten Russo kardeşler, The Incredible Hulk’tan beri karakterin biraz unutulmuş olduğunu düşündükleri için Ross’u dahil etmek istediler.
16. Stil açısından, yapımcılar 2003 Hulk filminden daha koyu bir yeşil tonu seçtiler ve onu o kadar büyük yapmamaya karar verdiler. Tutarlı bir yükseklikte kalarak öfkeye kapıldıkça boyutu artmaz diye düşündüler.
17. Başlangıçta, The Incredible Hulk’taki ana düşman olan Abomination , Avengers: Age of Ultron’da destekleyici bir düşman olarak geri dönecekti, ancak o kesildi.
18. Hulk’un görünüşü, çizgi roman sanatçısı Dale Keown’un çizimlerine dayanıyordu: “Mükemmelin ötesinde olan Hulk, sıfır gram yağa sahip, tamamen yontulmuş ve kasları ve gücü ile tanımlanıyor, bu yüzden bir tank gibidir. “
19. Sam Elliott, 2003 Hulk filmindeki General Ross rolünü yeniden canlandırmak istedi, ancak bu William Hurt tarafından canlandırıldı.
#evdeKal #kampüsteKal
Milli Eğitim Bakanlığının Önerdiği 10 Kitap
Kitap okuma Alışkanlığı için 10 kitap.
#evdeKal #kampüsteKal
Marvel Comics: Örümcek Adam Hakkında az Bilinen 15 Gerçek
Örümcek Adam hakkında 15 gerçeğe hazır olun.
#evdeKal #kampüsteKal
En iyi Netflix Belgeselleri
Netflix’in yayınlanan en iyi Belgeselleri derledik.
#evdeKal #kampüsteKal