BİR DELİNİN NOTLARI II

0
64
BİR DELİNİN NOTLARI
BİR DELİNİN NOTLARI

Aklımın derinliklerine ulaşan derin hissiyat yapılan her türlü hareketin habercisi olarak karşıma çıkıyordu. Hayatın acımasız yönleri bugünlerde daha sık karşıma çıkar oldu. Bu derin hissiyat ve sebebi  belli olmayan yoğunluk, ferdimin en zor zamanlarında ortaya çıkıyordu. Sorgulamam gereken şeyleri duygularım etkisiyle yarım kalıyor, beni duraklatıyordu. Düşünürken beynime kan sıçratan konular yerini bir garip sakinliğe bırakıyordu. Sakinliğimin iyi bir şey olduğunu düşünüyordum. Çünkü bu durum alışık olduğum bir hal değildi. Gözlerden anladığım düşünceyi dilleriyle anlatamayan insanlar vardı. Gözleri okumak çoğu zaman acı veriyordu. Ama bu doğru duyguyu ele veren en güzel yöntemdi. Bu dördüncü devre saat 11:03. Bu sonsuzluğun umuda yakın olduğu bir an olabilir. Duyguların duygusuzluğa itildiği sahte bir gün de. Saçma belki ama gerçeği andırmıyor diyemem. Bu sonuçlar çerçevesinde iyiliğe açılan kapı her zamankinden daha açıktı. Yorulmuş olmamın verdiği durgunlukla etrafa bakıyor, inceliyordum. Ama görmek istediğim kişi karşıma çıkmıyordu. Sürekli bakıyor ama bir türlü göremiyordum. Belki de o da bana bakıyordur. Aynı çölün ortasında birbirimizi arıyorduk sanki. Bir bildiğim olduğu zaman paylaşmam gerekiyormuş. Böyle hissediyorum. Yoksa o şey içimde virüs gibi büyüyor. Bu bende dert olmamalı. Tek korktuğum şey olan ‘’yalan’’ ihtimal olarak bile çıkmamalı karşıma. Uzak duramam ki alışkanlığımdan. Bir hayra alamet durumlar varken zoru seçmek fazlasıyla saçmaydı. Solmakta olan bu asil çiçeğe can vermekti doğru olan. Arayıp gerçeği bulmak her zaman içimde olan kuvvet dolu duyguyu, ümidi ortaya çıkarıyordu. Yoksa sevene bırak denilir mi hiç? Darbe yiyen insan vazgeçmemeli. Kıyamete kadar yanında olmalı. Kimi istersek onu buluruz yanımızda, nefret veya öfke. Bunları hiçbir zaman istemedim. Gidecek olsam bir an bile düşünmeden bunu yapabilirdim. Ama ben kalmak, kalbimin sesini duymak taraftarıydım. Çünkü korkak olmak benim karakterimde yoktu.

O derin hissiyatların prangasında olmak o kadar da kötü olmasa da değer bilen herhangi biri için uğraşmaya değerdi. Bu zamanlarda onlardan fazla kalmasa da insan umudunu kaybetmek istemiyor. Öte yandan sürekli diğer ihtimalleri düşünüyor. Karamsar düşünceler ne kadar yok sayılsa da hep bir köşede duruyor, duracak. Önemli olan karamsarlığa bile meydan okuyabilecek kuvveti kendinde bulabilmek.

Ben bu yazıyı yazdığımda 2018 senesiydi. Ve şuan birkaç düzenleme yaparak yayınlıyorum. Düzenlenen tek şey yazım olarak görülmesin. Hayatım, duygu ve düşüncelerim de değişti yılların etkisiyle…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz