Şair ve yazar Ahmet Haşim, Türk edebiyatında “Fecr-i Ati” türü şiirinin en önemli temsilcilerindendir.
Haşim’e göre şiir, anlamın ve ahengin uyumundan doğar.
Ahenk kavramına büyük önem verir.Gerçek şiir, nesre çevrilmesi mümkün olmayan bir şiirdir.
Aruz ölçüsüyle yazan şair, Arapça ve Farsça sözcüklere de bolca yer verir.
Ahmet Haşim’in en sevilen şiirlerini sizler için derledik.
MERDİVEN
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak…
Sular sarardı… Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafîdir ki rûha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta…
RUHUM
Hicrân-ı muhitât ile solmuş, sarı, çıplak
Râkid, ölü bir havza düşen bir kuru yaprak
Sessizce nasıl izler açar sîne-i mâda,
Ey tûde-i nûr ü elem, ey çehre-i sâde,
Bir göl gibi durgun uyuyan rûhuma nûrun
Aktıkça, o sâkin suda her lem’a-i dûrun
Bir çîn-i felâket gibi ra’şeyle genişler…
Ey eski kamer, ey ezelî ruh_i münevver,
Sen şimdi bu tüllerle muhîtâtı sararken,
Nûrunda tesellî bütün âlâma koşarken
Yalnız bu derin gölde senin açtığın izler,
Bir gizli gamın şehka-i seyyâlini gizler…
Bir göl ki semâsında ne âhenk, ne de sâye
Vermez o büyük uzlete bir hadd ü nihâye;
Gençlik ve emel, hüzn civârında dikendir,
Üstünde esen nefhada bir girye nihendir.
Tülden ve buluttan ve bütün sîm semenden,
Bir hâb-ı serâbî dökülürken yere senden,
Sen her sûda bir başka güzellikle doğarsın,
Sen her sûda bir başka ziyâ, başka kamersin:
Ormanların ağûş-ı sükûtundan akan âb,
Senden alır âhengine bir girye-i bî-tâb;
Göller ki öper hüsnünü, yalnız leb-i sâye
Feyzinle dolar hâb-ı şeb-âvîzi semâye;
Sevdâlara bir cennet olan sâyeli göller,
Altında senin hüsn-i esâtir ile titrer…
Rûhumda, fakat her dökülen katre-i nûrun,
Yalnız bir ölüm, bir ebedî mâtem-i dûrun,
Neylüfer-i giryânını, ey mâh-ı münevver,
Ezhâr-ı leyâli gibi rüýâ ile besler…
PİYALE
Zannetme ki güldür, ne de lale,
Âteş doludur, tutma yanarsın,
Karşında şu gülgûn piyale…İçmişti Fuzûlî bu alevden,
Düşmüştü bu iksîr ile mecnûn
Şi’rin sana anlattığı hâle…Yanmakta bu sâgardan içenler,
Doldurmuş onunçün şeb-i aşkı,
Baştan başa efgân ile nâle…Âteş doludur, tutma yanarsın,
Karşında şu gülgûn piyale…
Ahmet Haşim, Sembolizm’in edebiyatımızdaki en önemli ismidir. Onun hemen hemen tüm şiirlerinde kullandığı belli başlı semboller vardır. Özellikle Merdiven şiirinde kullandığı Sarı-kızıl arası tonlar annesini kaybettiği ve ölümü hatırladığı akşam üzeri tonlarıdır.
Piyale şiirinde de şeb,ateş,yanmak ifadeleri ile yine bilinçaltında yatan bu duyguları dışarı vurmuştur.
Usta edebiyatçının eserleriyse şunlardır:
“Göl Saatleri” (1921), “Piyale (1926), “Bize Göre” (1928), “Gurebah”âne-i Laklakan” (1928), “Frankfurt Seyahatnamesi” (1933) Ahmet Haşim Bütün Şiirleri (Vefatından sonra 1987)
AhmetHaşim,AhmetHaşimŞiirleri,FecriAti,Merdiven,Piyale,Ruhum,AkşamŞairi