Bu yazımda sizlere Frontend Development nedir, nasıl yapılır hakkında kısa bir yazı paylaşmak istedim.
Merhabalar, ilk yazımda sizlere elimden geldiğince Frontend Development ile alakalı naçizane bilgilerimden, deneyimlerimden, Frontend nedir ve nasıl yapılır gibi kavramlardan bahsetmeye çalışacağım.
Benim frontend alanına yönelmemin temel sebebi aslında almış olduğum lise eğitimimle başlıyor desem sanırım daha doğru olacak. O dönemlerde tanıştığım “web geliştirme” kavramı, bu alana ilgi duyduğumu fark etmem noktasında temel oluşturduğunu söyleyebilirim. Halihazırda web tabanlı olduğum için üniversite eğitimimde de frontend alanına yönelik aldığım eğitimler ve yaptığım çalışmalar bu doğrultuda belirlemiş olduğum kariyer hedeflerimle de devam ettiğini belirtebilirim.
Frontend nedir ve nasıl yapılır?
Frontend kavramından bahsedildiği zaman insanların genellikle düşündüğü şey aslında HTML, CSS ve JavaScript’ tir. Kısaca değinecek olursak yukarıda bulunan görselden yararlanmak istiyorum. HTML, bizim oluşturduğumuz web sayfalarının iskelet yapısına benzetebiliriz. Sayfalarımız bu iskelet yapısı üzerinde inşa edilir. CSS, web sayfalarındaki tasarım kısmına karşılık gelir. İçeriklerin nerede, hangi boyutta, hangi stilde görüntüleneceği konusunda yapacağımız ayarlamalarda kullanırız. JavaScript ise oluşturmuş olduğumuz yapının çalışması gereken fonksiyonlarına karşılık gelir. Bir menüye tıkladığımızı düşünelim, bu menünün açılırken yapacağı olay(event), menü açılırken içerisinde mevcutsa bir animasyon veya backend ile haberleşme işlemlerini örneklendirebiliriz.
Her ne kadar frontend’ in temelinde bunlar olsa da son yıllarda JavaScript frameworklerinin (Angular, React ve Vue gibi) popülerleşmesi ve kullanım alanının yaygınlaşması sayesinde frontend dünyasının başka boyutlar kazandığını söylememiz yanlış sayılmaz. SPA dediğimiz yani Single Page Application(Tek Sayfalık Uygulama) kavramıyla birlikte aslında frontend bir uygulama geliştirme haline geldi diyebiliriz. Bununla beraber hayatımıza giren Mobil Application kavramıyla birlikte frontend kısmını sadece web tabanlı düşünmemek gerekir. Yani demem o ki Backend aslında tek bir kısımdan oluşurken Frontend tarafı farklı platformlar içinde dizayn edilmekte veya kullanılabilmektedir. (iOS, Android, IoT vs.)
Responsive tasarıma da değinecek olursam, taşınabilir cihazların hayatımızda aktif olarak rol oynamasından sonra önemi daha da çok ortaya çıkan bir kavram olduğundan bahsedebiliriz. Eskiden mobil cihazlardan web sayfalarını görüntülediğimiz zaman sayfalar sanki desktop bir cihazdan görüntüleniyormuş gibi görüntülenirdi. Fakat responsive tasarımlarında gelişmesiyle bu durum artık sayfaları görüntülediğimiz cihaz boyutlarına göre (mobil,tablet vs.) görüntülenmeye başlandı. Yani sayfalarımız ona göre genişlik kazanıyor, içerikler ona uygun olarak hizalanıyor gibi. Bu da beraberinde mobil cihazlardaki kullanımlarında artmasına sebep oldu.
Frontend, en basit ifadeyle arayüzde kullanıcıyla etkileşime geçen taraf olarak nitelendirebiliriz. Yani kullanıcının ziyaret etmiş olduğu web sayfalarında veya web uygulamalarında görüntülediği, etkileşime girdiği kısım. Bununla ilgili de vereceğim örnekte Twitter’ı baz alalım. Twitter’da anasayfamızda olduğumuzu düşünelim. Takipleştiğimiz kullanıcıların tweetlerini görüntüleyebiliyoruz, bu tweetlere beğeni, retweet gibi farklı olaylar gerçekleştirebiliyoruz, tweet atabiliyoruz, kullanıcılara mesaj gönderebiliyoruz vs.
Özetlemem gerekirse kariyer yolculuğunun başında olan bir geliştirici olarak ilk yazımda elimden geldiğince Frontend Development alanıyla alakalı naçizane bilgi ve tecrübelerimden bahsetmeye çalıştım. Sayılan konular uzayıp gidebilir ancak üzerinde durmak istediğim bazı hususları paylaşmaya gayret ettim. Başarılı olabildiysem ne mutlu bana. Bana ulaşmak isterseniz eğer Twitter, LinkedIn, GitHub üzerinden ulaşabilirsiniz.
Son olarak yazımı Steve Jobs’ın şu sözüyle bitirmek istiyorum;
Teşekkür eder, saygılar sunarım…
