Sosyal hayatta, gerek ev gerek iş ortamlarında çeşitli ilişkiler içindeyizdir.Farklı karakterler ve şemalar ister istemez çatışma alanları oluşturabilmektedir.İlişkilerdeki çatışmaları görmezden gelmek aslında kendimiz için iyilik değildir.
Şu senaryoyu hayal edin: Birkaç haftadır bir sunu üzerinde sıkı çalışıyorsunuz ve her şeyi doğru yapmak için fazladan saatler harcıyorsunuz. Her ayrıntıyı incelediniz ve hatta bugünkü patronunuzla yapılacak toplantıya hazırlanmak için erken uyandınız.
Şimdi bir iş arkadaşınızın araya girdiğini ve işinizin tüm övgüsünü aldığını hayal edin. Ancak içten içe öfke halinde olmak ve (haklı olarak) konuşmak yerine, sessizce geri çekilmeyi seçersiniz.
Çatışmadan kaçınmak tam olarak şu anlama gelir: Ne pahasına olursa olsun olası anlaşmazlıklardan korkmak.
İş hayatımızın yanı sıra, çatışmalardan kaçınmak romantik ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda ve hatta aile dinamiklerimizde kendini gösterebilir.
Bu zarar verici kalıplardan kurtulmak zor olsa da, korkularımız karşısında ilerlemenin ve duygularımızı otantik bir şekilde ifade etmenin yolları vardır.
Nasıl görünüyor?
Çatışmadan kaçınma, tipik olarak başkalarını üzme korkusundan kaynaklanan, insanları memnun eden bir davranış türüdür.
Bu eğilimlerin çoğu, küçümseyen veya aşırı eleştirici bir ortamda büyümeyle izlenebilir.
Çatışmaya bu şekilde tepki veren insanlar genellikle olumsuz sonuçlar beklerler ve diğer kişinin tepkisine güvenmekte zorlanırlar.
Başka bir deyişle, fikrinizi öne sürmek korkutucu veya sinir bozucu görünebilir.
Örneğin, işte “iyi insan” olarak görülmeyi tercih edersiniz ya da tekneyi sallamamak için açık, sağlıklı çatışmalardan uzak durabilirsiniz.
Bir ilişkide bu, sorunları açık bir şekilde ifade etmek yerine bir partnere karşı sessiz kalmak, konuyu değiştirmek veya rahatsız edici durumlara katlanmak gibi görünebilir.
İşte bunun nasıl ortaya çıkabileceğine dair daha fazla örnek:
Duvar örmek veya bir sorunu görmezden gelerek reddetmek
Başkalarını hayal kırıklığına uğratma korkusu
Kasıtlı olarak sorunla ilgili konuşmalardan kaçınmak
Sessizce çözülmemiş sorunlara kızmak
Neden yardımcı değil?
En ufak bir anlaşmazlıktan kaçındığınızda, gerçek duygularınızdan ödün veriyorsunuz ve sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilecek hayal kırıklıkları biriktiriyorsunuz.
Bir 2013 çalışması, duygularımızı ifade etmemenin kanser riski de dahil olmak üzere erken ölüm riskini artırabileceğini buldu.
Sinirli bir şekilde gülmek veya üzücü duyguları kabul etmek yerine yüzümüze sahte bir gülümseme yapıştırmak da yalnızlık ve depresyon duygularına yol açabilir.
Çatışmadan kaçınmak, ilişkilerimizi de etkiler çünkü diğer kişiyle olan tüm dürüst iletişimi keseriz.
Kaçınma bazen çatışmayla baş etmenin en iyi yolu gibi görünse de, uzun vadede yakınlığımıza zarar verir.
Üstesinden gelmek için stratejiler
Yukarıda bahsedilen hallerden herhangi birini kendinizde görüyor musunuz? Aşağıdaki ipuçları, bir sorunu daha iddialı bir şekilde çözmenize yardımcı olabilir.
Yüzleşmeyi yeniden çerçevelendirin
Birisiyle aynı fikirde olmamak, mutlaka “kavga etmek” anlamına gelmez. Diğer kişiyi suçlamak veya belirli bir durumda kimin haklı ve haksız olduğunu kanıtlamakla ilgili olmadığını unutmayın.
Çatışma çözümü, kendinizi savunmak ve kızgın veya sinirli hissettiğinizde iletişim kurmakla ilgilidir.
Aynı zamanda, gelecekte bir daha meydana gelmemesi için sorunlu konuların (iş arkadaşınızla olan sorun gibi) çözülmesini sağlamakla da ilgilidir.
Bir plan yapmak
Biriyle yüzleşmeden önce bir plan yapmak, o anda kendinizi daha hazırlıklı hissetmenize yardımcı olabilir.
Bir patrona veya meslektaşınıza iletmek istediğiniz kısa noktaların provasını yapın, böylece onlara hitap ederken kendinize güvenebilirsiniz.
Çatışmadan önce neyi çözmek istediğinizi net bir şekilde tanımlayın ve gerektiğinde kullanmak üzere hazır, olgusal yanıtları yazın (“İş arkadaşım araştırmadaki payını teslim etmediği halde son 2 hafta geç saatlere kadar çalıştım” gibi) .
Stresi hızla azaltmak için duyularınızı kullanın
Görme, ses, dokunma, tat ve koku gibi duyusal özelliklerinize odaklanarak sıkıntılı bir durumda merkezde kalın.
Bu, gergin anlarda rahat kalmanıza ve kendinizi kontrol etmenize izin verecektir.
Örneğin görsel bir insansanız, gözlerinizi kapatarak ve yatıştırıcı görüntüler hayal ederek stresi azaltabilirsiniz.
Benzer şekilde, kokular sizi daha rahat hissettiriyorsa, endişeli hissettiğinizde hızlıca nefes almak için elinizin altında bir esansiyel yağ bulundurabilirsiniz.
Duygularınızı tanıyın ve yönetin
Duygularınızın sizi nasıl etkilediğinin farkında olmak, kendinizi ve başkalarını daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir. Biriyle yüzleşmeden önce duygularınızı incelemeyi ve sorgulamayı deneyin.
Öfke, üzüntü veya korku gibi duyguları yatıştırmaya çalışmak yerine, onlara öz şefkat merceğinden bakmayı ve olumsuz düşüncelerinizi empati ile görmenize izin vermeyi deneyin.
Aşağıdaki onaylamalarla pratik yapmayı deneyebilirsiniz:
“Şu anda nasıl hissediyorsam, duygularım geçerli.”
“Ben buna değerim ve duyulmayı hak ediyorum.”
“Tüm deneyimlerim (iyi ve kötü) bana büyümem için alan veriyor.”
Sorunları gerçek zamanlı olarak çözün
Sonsuz düşünmek ve kafanızda çatışmaların büyümesine izin vermek yerine, daha iddialı bir yaklaşım sergilemeyi deneyin.
Konuyu duygusal olmayan bir şekilde ifade ederek ve “Görünüşe göre bu projede çok çalıştım ama ismim sunumun dışında kaldı” gibi gerçeklere dayalı cümleler kullanarak başlayabilirsiniz.
İşinizin tüm övgüsünü alan iş arkadaşınıza yaklaşırken suçlayıcı veya savunmacı olmaktan kaçının.
Bunun yerine, “İleride projede her ikimizin adını da kullanırsak ve süpervizörümüze gönderilen tüm e-postalara birbirimizi eklersek memnun olurum” deyin.
Ne zaman yardım alınmalı?
Kayığı sallamayarak öfke ve hayal kırıklığı gibi duyguları şişirmek cazip gelse de, çatışmadan kaçınma eğilimleri zihinsel sağlığınıza zarar verebilir.
Çatışmaları çözülmeden bırakmak, bastırılmış hayal kırıklığına ve zamanla oluşabilecek daha büyük bir yalnızlık hissine yol açar.
Nitelikli bir terapistle konuşmak, olumsuz duygularınızı nasıl daha iyi yöneteceğinizi öğrenmenize yardımcı olabilir. Anlaşmazlıkları daha verimli çözmek için birlikte çalışabilirsiniz.
Özetle;
Çatışma noktaları, kişisel ve profesyonel hayatımızın normal bir parçasıdır.
Yüzleşmede tamamen rahat olmamak sorun değildir, ancak sorunları etkili bir şekilde çözebilmek, bunu başkalarıyla iletişim kurmanın sağlıklı bir parçası olarak kabul etmek anlamına gelir.
Anlaşmazlıkların daha derin bir anlayış sağladığını ve arkadaşlarımız, ortaklarımız ve iş arkadaşlarımızla bağlantı kurmayı kolaylaştırdığını unutmayın.
Biriyle iddialı bir şekilde yüzleşmeyi öğrenmek bir gecede gerçekleşmeyecek. Ancak korkularınızla yüzleşmek ve kendi adınıza konuşmak için her gün küçük adımlar atabilirsiniz.
Kaynak: 1
